Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Sen; başka bir şehirde kırık bir dala tutunmaya çalışıyorsun
Ben; başka bir şehirde sağlam bir dalı kırmaya çalışıyorum
Sensizliğimden sebep düşlerimdeki kanamalarım
Senin haberin olmadan sığındığım gölgenin bir diyeti olmalı diyorum.
Hani... sen bilemesen ve ben bu canı sana versem diyorum.
Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Sen: sıkıca tutunsan şehrin eteklerine.
Hani... öyle bir tutunsan ki tırnakların yaksa şehrin canını
Bir gün kırılırda tutunduğun dallar bana gelirsen eğer diyorum
...SON ÇARESİZLİĞİMİZ BU İDİ DİYEREK
Ben tutunduğum sağlam dalları koparayım.
Hani... öyle bir koparayım ki tüm şehrin kollarını kırarcasına
Bir gün ayakta kalırsam....
...yıkılmazsa, rüzgar hakkımdan gelemezse
ve günün birinde sana kavuşursam diyorum
Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Bu har mevsiminde tutuşmuşken dallarımız.
Hani... yeni açmışken yanağında gamzelerin,
...kızarmaya başlamışken dudakların
Saçlarından aşağıya salınmışken tebessümlerin.
Kimin için verdiğimizi bilmediğimiz bu savaşta,
kimin için kazanmamız gerektiğini öğrensek diyorum
Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Sana; hala diyemedim savaşlarım senden sebep diye
Bir gün dersem terkeder mi şehrin sokakları beni diyorum
Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Seviyorum bilmiyor (sun) şehir
Biliyorum ama seviyorum seni
Son çaresizliğimizi buydu diyerek
Bekir K Ahıskalı
03 Aralık 2005
Şehir Yazıları-21